Sanığın ikametinde yapılan aramada sadece bir komşusunun bulunması usul ve yasaya uygun olmadığından, arama neticesinde ele geçen materyalde bulunan içerikler hükme esas alınamaz.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi

Esas No: 2022/2144 
Karar No: 2023/2102
Karar Tarihi: 28.11.2023

İlk derece mahkemesince verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulmakla, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine ve istinaf dilekçelerinin içeriğine göre dosya görüşüldü:

İstinaf başvurularının reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

A)Sanık hakkında katılan ……. ve ………’e karşı “Müstehcenlik” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine karşı yapılan katılan kurum vekili, katılan mağdur vekili ile sanık müdafisinin istinaf başvuru dilekçelerinin incelenmesinde,

Ceza muhakemesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında yapılan işlemlerin hukuka uygun yürütülmesi esastır. Bu sebeple delillerin elde edilmesi ve değerlendirilmesi sırasında hem soruşturma hem de kovuşturma makamlarına getirilen sınırlamalara “delil yasakları” denir. Hukuka uygunluğun denetimi delil yasakları ile sağlanır. Bu yasaklar delilin elde edilmesinde, ileri sürülmesinde ve nihayet değerlendirilmesinde karşımıza çıkar.

Söz konusu yasaklar, suçlulukla mücadelede devletin sahip olduğu gücün hukuk devleti ilkesine uygun bir biçimde kullanımı ve insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi bakımından ayrıca önemlidir.

Delil yasakları en başta delillerin serbestçe araştırılmasının sınırını tayin eder. Ceza muhakemesinde; maddî gerçeğin “her ne pahasına olursa olsun” araştırılması kabul edilmemekte; delil yasakları ile bu ilkeye sınırlamalar getirilmektedir Delil yasakları başta gerçeğin bulunmasına, meşru bir cezanın temel hakların korunmasıyla verilmesine ve soruşturma/kovuşturma makamlarının disipline edilmesine hizmet etmektedir.

Delil yasakları sadece yargılama makamı için getirilmiş bir sınırlama değildir. Elbette iddia ve savunma makamları için de delil yasaklarından bahsedilir. Örneğin, soruşturma evresinde yasak yöntemlerle elde edilen ifade, şüphelinin rızası bulunsa dahi ceza muhakemesinde kullanılamaz.Aynı şekilde iddia makamı da işkence ile elde edilen delile iddianamede yer veremez.

Hukuka aykırı yollardan elde edilen delilin soruşturma veya kovuşturma evresinde kullanılması yasaktır. Delil, kanun koyucunun belirlediği kurallara aykırı elde edilmişse, suçun sübutuna etki edeceği mutlak bir delil olsa da kullanılamaz. Burada hukuka aykırı yöntemle elde edilen delilin kullanılamayacağı konusunda katı bir yaklaşım söz konusudur. Mutlak değerlendirme yasağında delilin elde edilmesi sırasında önemli ya da önemsiz, az ya da çok, yargılamanınesasına etki eder veya etmez gibi kriterler dikkate alınmaz. Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin belirleyici delil olarak kullanılması bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedeler. Bu sebeple mutlak değerlendirme yasağında “yasak ağacın meyvesi de yasaktır” anlayışı söz konusudur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.02.2020 tarih ve 2016/18-1146 Esas ve 2020/68 Karar sayılı İlamında da belirtildiği üzere, 5271 Sayılı CMK’nın 119/4. maddesinin “Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, iş yeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur” açık, amir hükmüne aykırı olarak, aramaişlemine başlandığı andan itibaren arama işleminin gerçekleştiği süre boyunca, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmaksızın arama işleminin yapılması arama işleminin icrası bakımından hukuka aykırı olduğu,

Bu açıklamalar karşısında, dosyada sanığın ikametinde yapılan aramada sadece bir komşusunun bulunmasının yukarıda belirtildiği şekilde usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın ikametinde usulüne uygun olmayan arama neticesinde ele geçen materyalde bulunduğu tespit edilen içeriklerin hükme esas alınamayacağının, ayrıca Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/…… Değişik İş sayılı arama kararında sanığın konutunda eklentilerinde ve buralarda bulunan şahısların üzerinde arama yapılmasına karar verilmesine rağmen, arama kararındaki adreste bulunmayan sanığın üzerinde bu karara istinaden arama yapılarak cep telefonuna el konulması, usulüne uygun olmayan arama neticesinde ele geçen cep telefonundaki mağdurlara ait içeriklerin hükme esas alınamayacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve istinaf başvurusunda bulunan katılan kurum vekili, katılan mağdur vekili ile sanık müdafisinin istinaf nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden CMK’nın 280 ve 289. maddeleri uyarınca HÜKMÜN BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

B)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 226/5. maddesinde düzenlenen “Müstehcenlik” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan katılan kurum vekili, katılan mağdur vekili ile sanık müdafisinin istinaf başvuru dilekçelerinin incelenmesinde;

Sanığa yükletilen Müstehcenlik eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların istinaf denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan katılan kurum vekili, katılan mağdur ……… vekili ile sanık müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

A bendinde kurulan hüküm yönünden 5271 sayılı CMK’nın 286/1. maddesi uyarınca kesin olmak üzere,

B bendinde kurulan hüküm yönünden ise kararın ilgililere tebliğ tarihinden itibaren CMK’nın 291 maddesi uyarınca 15 gün içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine verilecek temyiz dilekçesi veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak ve bu beyanın tutanağa geçirilip hakime onaylattırılması suretiyle veyahut da bir başka İlk Derece Ceza Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek ve hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini (CMK 294 maddesi) temyiz başvurusunda göstermek suretiyle; (Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemiş ise temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya talep edilmesi halinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde hükmü temyiz olunan Bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe (CMK 295 maddesi uyarınca) verilebileceğinin ihtarı ile) Yargıtay İlgili Ceza Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 28/11/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Avukat Burak Temizer- Burak Temizer Hukuk Bürosu- Nişantaşı Şişli İstanbul

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir