Muris muvazaası veya halk arasındaki adıyla Mirastan Mal Kaçırma; Muris’in (miras bırakan kişinin), mirasçılarını miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstererek mirasçılarından mal kaçırması eylemidir.

Muris, vefatından önce taşınmazlarını seçtiği bir mirasçısına veya mirasçı olmayan üçüncü bir kişiye devretmekte, diğer mirasçılarını miras paylarından mahrum bırakmaktadır. Nitekim taşınmazların satışında ya bedel ödenmemekte (murisin aslında bağışlama olan arzusu tapu dairesinde satış olarak gösterilmekte) ya da tapu dairesi ile gerçekte ödenen bedel arasında fark olmaktadır.

Muris muvazaası sonucunda dava açmakta hukuki yararı bulunan ve mirasçı sıfatına sahip olan kişiler (yasal mirasçılar veya atanmış mirasçılar) tapu iptali ve tescili davası açabilirler. Mirasçıların tamamı veya bir kaçı bu davayı açabilmektedir. Tüm mirasçıların davayı açması şart değildir.

Muris muvazaası nedeniyle açılacak tapu iptali ve tescili davalarının davalı  tarafı, dava konusu taşınmazın tapuda maliki gözüken kişi veya kişileridir.

Muris muvazaası nedeniyle açılacak tapu iptali ve tescili davasında miras hukuku ve miras davalarındaki genel kurul olan murisin vefatından önceki son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli ve yetkili değildir.

Muris muvazaası nedeniyle açılacak tapu iptali ve tescili davasında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir.  Davaya bakmaya yetkili mahkeme ise dava konusu taşınmazın bulunduğu yer (Asliye Hukuk) mahkemesidir. Tapu iptali ve tescili davası taşınmazın aynına (mülkiyet hakkına) ilişkin olduğundan burada kesin yetki kuralı vardır. Davanın birden fazla taşınmaza yönelik olarak açılması halinde, taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu kanun hükmüyle belirlenmiştir.

Muris muvazaasına dayalı olarak açılacak tapu iptali ve tescili davalarında esas olarak araştırılması gereken husus murisin gerçek iradesidir. Murisin mirastan mal kaçırma iradesinin ortaya konulması önemlidir. Zira murisin iradesi satışa yönelik de olabilir. Bu hususun belirlenmesinde murisin mali durumu, devralan mirasçının veya üçüncü kişinin mali durumu ilk olarak araştırılacak hususlardır.

Yargıtay Kararlarında dikkat edilen kriterler şu şekildedir;

– Yörenin gelenekleri (O bölgede kızların mirastan pay almayacağına dair genel bir kanı söz konusu ise)

– Toplumsal eğilimler

– Miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin olup olmadığı

– Davalının ekonomik gücü

– Miras bırakanın ekonomik gücü

– Satış bedeli ile gerçek bedel arasındaki fark

– Aile içi ilişkiler

– Murisin mirasçıları ile husumetinin olup olmadığı

– Taşınmazı devralan kişinin muris ve mirasçılar ile olan ilişkisi

Muris muvazaası sonucu açılacak tapu iptali ve tescili davaları zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere tabi değildir. Miras bırakan kişinin vefatından sonra hak düşürücü süreye tabi olmadan bu iddia her zaman ileri sürülebilir. Muris muvazaası sonucu açılacak olan tapu iptali ve tescili davası yerleşik içtihat kararlarına göre her türlü delille ispatlanabilir. Bu davalarda önemli olan delillerden bir tanesi de tanık anlatımlarıdır.

Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescili davasının kabul edilmesi halinde taşınmazı devir alan kişi adına yapılan tescil iptal edilip, taşınmaz hak sahibi olan mirasçılar adına tescil edilmektedir. Mirasın paylaştırılmasına kadar mirasçıların bu taşınmaz (tereke) üzerinde el birliği ile mülkiyeti söz konusu olur.

TENKİS DAVASI

Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescili davasının reddedilmesi ihtimaline karşı, mirasçıların tapu iptali ve tescili davasını açarken muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescili taleplerinin kabul edilmemesi halinde tenkis taleplerinin olduğunu da bildirmelerinde fayda vardır.

Tenkis Davası; kural olarak saklı paylı mirasçıların ve istisnaen de saklı paylı mirasçıların alacaklılarının, hâkimden miras bırakanın tasarruf oranını aşan kazandırmalarının bu oranda etkisizleştirilmesini talep ettikleri davadır.

“Saklı pay” yasal mirasçılardan bir kısmının miras paylarının korunduğu bir sistemdir. Diğer bir deyişle murisin tüm malvarlığını dilediği gibi üçüncü kişilere devretmesini veya bağlamasını etkisizleştiren sistemdir.

Saklı paylı (mahfuz hisseli) mirasçılar; miras bırakanın altsoyu (çocuklar, torunlar, torunların çocukları vd.), anne ve babası ve eşidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 506. Maddesine göre saklı paylar şu şekilde belirlenmiştir;

1- Altsoy için yasal miras payının yarısı (1/2’si)

2- Anne ve babanın her biri için yasal miras payının dörtte biri (1/4’ü)

3- Sağ kalan eş için;

– Alt soy veya anne ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı

– Diğer durumlarda (3.zümre ile veya tek başına mirasçı ise) yasal miras payının dörtte üçü (3/4’ü)

Tenkis taleplerinin kabul edilmesi halinde hâkim vereceği karar ile, miras bırakanın yaptığı bazı kazandırıcı işlemleri (devir, bağış, vs.) mirasın açıldığı (murisin öldüğü) tarihten itibaren geçmişe etkili hüküm doğurmak suretiyle, kısmen veya tamamen geçersizleştirmiş olacaktır.

Tenkis davası ancak murisin ölümü ile açılabilir. Saklı paylı mirasçılar, muris henüz sağken yapılan kazandırmaların saklı paylarına tecavüz ettiğini kesin olarak bilse ve murisin ölümünün beklenmesinin telafisi imkânsız zararlar doğuracağını bilse bile tenkis davası açamazlar.

Tenkis davasının açılma süreleri Türk Medeni Kanunu’nun 571. Maddesinde düzenlenmiştir. Saklı paylı mirasçılar saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde sağlararası kazandırmalar ve miras mukaveleleri için mirasın açıldığı tarih (murisin ölüm tarihinden), vasiyetnameler için vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren 10 yıldır

Mirasçı miras bırakanın sağken yaptığı işlemlerin saklı payına tecavüz ettiği bilse bile buradaki 1 yıllık süre murisin öldüğü tarihten önce işlemez.

Tenkis davası için kanunda belirtilen bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Bu sürelerin geçmesi ile saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma hakkı ortadan kalkacaktır. Örneğin 10 yıllık süresin dolması üzerine saklı paylı mirasçı henüz saklı payına tecavüzü öğrenmemiş bile olsa tenkis davası açma imkânını kaybedecektir.

Miras hukukuyla ilgili her türlü uyuşmazlıkta yanınızdayız. 

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir