Ev sahibinin, tahliye kararını yasal yollardan işleme koyup taşınmazın tahliyesini gerçekleştirmesi gerekirken bunu yapmayıp çilingir vasıtasıyla eve girip, kiracının evi bir daha kullanmaması için ev sahibinin kapı kilidini değiştirmesi konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturur.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/10986
Karar No: 2023/5492
Karar Tarihi: 03.07.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR :Hakkı olmayan yere tecavüz etme,Konut Dokunulmazlığını ihlal HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında hakkı olmayan yere tecavüz ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kamu davası açılmıştır.
Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında hakkı olayan yere tecavüz suçundan hapis cezasından çevrili 2000 TL ve doğrudan verilen 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hapis cezasından çevrili 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi konut dokunulmazlığını ihlal suçunun kasten işlenmesi gerektiğine, sanığın kiracısı olan katılana kira borcunu ödememesinden dolayı tahliye davası açarak yasal yollara başvurduğuna bu sebeple de suç kastının bulunmadığına, sanığın katılanın konutu olduğunu bildiği bir yere girmek istemediğine, evin boş olduğu hususunda avukatı ve komşularından teyit aldığı için girdiğine, suça konu evin konut olduğu hususunun irdelenmesi gerektiğine öğretide Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında ve Yargıtay uygulamasında konutun, kişilerin ihtiyaçlarını giderebileceği yer, özel yaşamın tümünün veya bir kısmının özgülendiği yer yerleşme ve barınma amacıyla oturmaya elverişli yer, bireyin o yer ile yeterli bağlarının bulunması olarak özetlenebileceği,somut olayda suça konu evin tüm odalarının boş olduğu banyosu ve tuvaletinin açıkca kullanıma uygun halde ve temizlikte olmadığı anlaşıldığından, söz konusu evin konut olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığına, ayrıca katılana çıkarılan ödeme emrinin başka bir adrese tebliğ edilmesininde suça konu yerin katılanın konutu olmadığını destekler nitelikteki veri olduğuna, hakkı olmayan yere tecavüz suçu bakımından suçun maddi unsurunu oluşmadığına, sanığın suça konu taşınmazın maliki olduğu için bu suçun unsurlarının oluşmadığına, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmaması hususunda mahkemenin hataya düştüğüne ,sanığın her iki suçtan da beraat etmesi gerektiğine vesaireye ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay katılanın sanığa ait … 1. Kısım … Sokak … Nolu villada kiracı olarak bulunduğu, kira paralarını ödemediği, evin sahibi olan sanığın bu kira alacağıyla alakalı icra takibi ve tahliye davası açtığı, Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/214 karar sayılı ilamı ile tahliye kararı verildiği, ancak katılanın evi boşaltıp anahtarı ev sahibine teslim etmediği, ev sahibi sanığın de ; kesinleşen tahliye kararını henüz yerine getirilmemiş iken ev sahibi sanığın fiilen henüz evin zilyetliyinde bulundurduğu sırada ve kiracı olan katılanın evde olmadığı anda bu eve gidip evin içine girdiği ve evin anahtarını değiştirerek kiracı olan katılanın bu eve girişini engellediği iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
Sanığın sahibi olduğu evi katılana kiraya verdiği,katılanın kira borcunu ödememesi üzerine icra takibi yapıp tahliye davası açtığı, açmış olduğu davada katılanın kiracı olarak oturduğu suça konu evden tahliyesine karar verildiği sanığın tahliye kararını yasal yollardan işleme koyup taşınmazın tahliyesini gerçekleştirmesi gerekirken bunu yapmayıp çilingir vasıtasıyla eve girip katılanın evi bir daha kullanmaması için kapı kilitini değiştirdiği tüm dava dosyası kapsamında elde edilen delillerden anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararlarda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
Sanık hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim … sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunmasının dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2016 tarihli kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle hakkı olmayan yere tecavüz suçundan verilen Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2016 tarihli kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği sanığa 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hapis cezası yanında tayin edilen adli para cezasına esas alınan 180 günün 5 güne, 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin uygulanması sonucu 1/3 oranında indirim yapılarak hesaplanan 120 günü 3 güne, 62 nci maddesinin uygulanması sonucu 1/6 indirim yapılarak hesaplanan 100 günün 1 güne ve bir … karşılığı takdir olunan 20 TL ile sonuç … sayısının çarpılması sonucu bulunan 2000 TL’nin 20 TL’ye indirilmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.
Avukat Burak Temizer- Burak Temizer Hukuk Bürosu- Nişantaşı Şişli İstanbul